Nehir, göl ve ırmaklarda yaşayan, insan ve hayvanların toplar damarlarını temizleyen sülükler, eski çağlardan beri tedavi için kullanılır. İnsanları ve hayvanları tutan sülükler 105 farklı enzim ve bioaktif madde salgılar. Bu aktif maddelerin etkisiyle damarlardaki tıkanıklık erir, kan sulanır, kan dolaşımı düzelir, kan basıncı normale döner, zararlı mikroorganizmaların üremesi ve iltihaplanması durur, ağrılar azalır, bağışıklık sistemi uyarılır.
Bu maddelerin psikolojiyi ve enerji dengesizliğini düzeltmede de büyük etkisi vardır. Bu sebeple eskiden beri sülükler nazar ve büyü tedavisinde de kullanılır.
Sülükler 3-6 ayda bir defa beslenirler. Emdikleri kanı, içindeki mikroplarla birlikte tamamen hazmederler. Onun için hastalık bulaştırma riski yoktur.
Geçmeyen yara, egzama, uyuz, sedef, vitiligo, mantar, yılancık gibi her türlü cilt hastalığında, ameliyat sonrası yara izi, çürük, morluk ve çillerde sülük kullanılabilir.
Kliniğimizde steril şartlarda uygulama yapılmaktadır ve tıbbi sülük kullanılmaktadır. Kullanımdan sonra sülükler imha edilmektedir.
Uyarı : Kan sulandırıcı kullananlar sülük tedavisinden 3 gün önce ilacı bırakmalıdır.
Kiraz,vişne ve limon kanı sulandırdığı için 2-3 gün öncesinden itibaren yememek gerekir.
Ağrı kesici, ateş düşürücü, aspirin ve antibiyotik kullananların kan üretimi baskılanmış olabilir. Bu tür hastalar sülük tedavisini kan sayımı ile yapmalı, 3 sülükle başlamalı, iki seans arası 3 haftadan daha sık olmamalı, sülükler düştükten sonra kanamayı durdurmalıdır.
Adet gören kadına, organ nakli yapılanlara, diyaliz ve hemofili hastalarına sülük konmaz.