Saç teli kalınlığında tek kullanımlık özel iğnelerle yapılan tedavi yöntemidir. Akupunktur, acus ( iğne) ve puncture (delmek ) kelimelerinin birleşmesinden oluşur ve iğnelemek anlamına gelir.
Beşbin yıllık bir tedavi olduğu bilinen akupunkturun, bazı yayınlarda ve araştırmalarda Uygur Türkleri’ne dayandığı belirtilmektedir. Klasik tıbbi tedavilere dirençli birçok hastalıkta iyileşme sağlaması ve yan etkisinin olmaması nedeniyle günümüz tıbbında önemli bir yer edinmiştir.
Meridyen dediğimiz enerji kanalları 12 çift ve 2 tek meridyen olarak vücudumuzda bulunur, ayrıcakulak yoluyla da bu kanallara ulaşılabilir. Zira kulak, vücudumuzun küçük bir modelidir. Kulaktan başka mikrosistemler de vardır. Meridyenler üzerindeki akupunktur noktaları uyarılarak enerji düzenlemesi yapılır. Meridyenlerdeki tıkanmalar, enerjinin dolaşımını bozar ve hastalıkların oluşmasına neden olur. Akupunktur tedavisi ile bu tıkanıklıklar giderilir.
Yapılan çok sayıda çalışmada, bu noktaların uyarılması ile vücudumuzda endorfin, enkefalin,seratonin gibi maddelerin salgılandığı, bu maddelerin de ağrı kesici, stres giderici etkilerinin olduğu gösterilmiştir.
Akupunktur Tedavisinin Etkileri:
1 – Ağrı Kesici Etkisi: En çok bilinen ve kullanılan etkilerinden biridir. Baş ağrıları, bel ağrıları, romatizmal ağrılar ve benzeri ağrılarda bazı spesifik noktalar kullanılarak ağrı kesici etkiler sağlanmış olur.
2 – Bağışıklık Sistemini Güçlendirici Etkisi: Akupunktur, bakteri ve virüslerin neden olduğu enfeksiyonlardan koruyan bağışıklık sistemini güçlendirir. Vücudun hastalıklara karşı direncini arttırır. Akupunktur tedavisinden sonra, lökositlerin (beyaz kan hücreleri) arttığı, vücudun direnç gücünü sağlayan gamaglobülin ve antikorların kandaki seviyelerinin arttığı tesbit edilmiştir. Bu etkilerinden dolayı, antibiyotik tedavisi gereken herhangi bir enfeksiyon hastalığında, tedaviye akupunktur uygulaması da eklenirse, hastanın antibiyotik alma süresinde önemli derecelerde azalma olur.
3 – Sakinleştirici Etkisi: Bazı hastalar, tedavi sırasında uykuya dalarlar ve dinçleşmiş olarak uyanırlar.
4 – Hemostazis (Düzenleyici) Etkisi: Homeostazis, vücudun uygun bir dengeye getirilmesidir. Bu mekanizma, birçok hastalıkta ciddi olarak düzenleyici, ayarlayıcı etki yapar ve dengenin orijinal seviyesine gelmesi için gerekli onarımların yapılmasında çok yardımcı olur.
5 – Psikolojik Etki: Bu etki, hipnozla karıştırılmamalıdır. Hipnoz genel popülasyonda %10- 15 etkili olduğu halde, akupunktur bütün insanlarda ve hayvanlarda çeşitli derecelerde etkili olmaktadır. Zira, bir çok bilimsel çalışmada dopamin ve serotonin düzeylerinin akupunktur uygulamasından sonra arttığı gösterilmiştir.
6 – Motor Tamir Etkisi: Paralizilerde motor iyileşme akupunktur ile hızlanmaktadır.
Akupunktur Ve Tamamlayıcı Tıp
Her hastalıkta kullanılabilen tedavi metodlarıdır. Özellikle klasik tıbbın yetersiz kaldığı uzun süreli geçmeyen ağrılarda çok etkindir. Vucudun kendi kendini tedavi etmesi esasına dayanır. Bu ağrılar;
- Migren, Gerilim tipi baş ağrısı,
- Bel ağrısı, boyun ağrısı, ameliyatsız fıtıklar, sırt ağrısı, bel, diz ağrısı ve kireçlenmesi
- Fibromiyalji, yumuşak doku romatizması,
- Hormonal bozukluklar, adet düzensizlikleri, sancılı adet, erken menopoz
- Vücutta geçirilmiş ameliyatlara bağlı kalmış izler,
- Alerji gibi pek çok durumda yan etkisi olmaksızın kullanılmaktadır.
Ayrıca, zayıflama, çocuklarda idrar kaçırma, kronik yorgunluk sendromu, huzursuz bacak sendromu, reflü, mide barsak sorunları, bağımlılık tedavilerinde de başarıyla kullanılmaktadır.
Ek olarak, tüm Avrupa ülkelerinde ve Amerika’da başarı oranını artırmak için, tüp bebek uygulama merkezlerinin hemen yanında Akupunktur klinikleri mevcuttur.
Saglık Bakanlıgımız, Tamamlayıcı Tıp kapsamında olan Hacamat, kupa ve Tıbbu’n Nebevi uygulamalarının, bu konuda eğitimli hekim gözetiminde veya hekim / diş hekimi tarafından yapılmasını gerekli görmektedir ve Hirudoterapi (Sülük), Mezoterapi, Ozon tedavisi, Refleksoloji, Nöroproloterapi, Proloterapi gibi uygulamalar da Tamamlayıcı Tıp başlığı altında değerlendirilmektedir.
Dünyada Akupunktur
Başta ABD olmak üzere, tüm AB ülkelerinde, Rusya’da ve diğer gelişmiş ülkelerin, Tıp Fakültelerinde son 20 yıldır uzmanlık dalı olarak gelişmektedir. Dünya Sağlık Örgütü bünyesindeki ‘ICMART’ yani, “Uluslararası Tıbbi Akupunktur Bilim Konseyi” her 2 yılda bir dünyanın çeşitli ülkelerinde Akupunktur kongreleri düzenlemektedir. Son dünya kongresi Haziran 2014’de İstanbul Harbiye Askeri müzesinde yapılmış ve dünyanın dört bir yanından cok fazla sayıda akademisyen gelerek tecrübelerini paylaşmışlardır.
Türkiye’ de ise, 2003 yılında Ankara Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde, Sağlık Bakanlığı’nın onayları doğrultusunda, değerli Hocam Prof.Dr. Cemal ÇEVİK’in koordinatörlüğünde ilk “Akupunktur Eğitimi” başlamıştır. Takiben İstanbul Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesinde 2007 yılında ve daha sonra Erzurum Atatürk üniversitesinde eğitimlere başlanmıştır ve devam etmektedir.